Gürbüz Çapan’ın Ermenistan İtirafı: Türkeş Başlattı… ABD İstedi…

ABD İSTEDİ GÜRBÜZ ÇAPAN VE MİTİN KURYELERİ ERMENİSTAN’A GİTTİ

Tarih, 1 Temmuz 1995. Dönemin Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Ermenistan’a giderek dönemin Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan’la görüştü.

Oral Çalışlar ve Cengiz Çandar da Gürbüz Çapan’la beraber Ermenistan’a gitmişlerdi.
İşte bu ziyaretin perde arkası, Gürbüz Çapan’ın Ergenekon davasının 18 Ocak’ta yapılan 32. duruşmasındaki itirafıyla ortaya çıktı. Çapan’dan Ermenistan’a gitmesini Amerikalılar istemişti! Cengiz Çandar ve Oral Çalışlar’ı da Çapan’a eşlik etmesi için MİT görevlendirmişti!

Gürbüz Çapan’ın “tarihi” diye nitelediği görüşme için seçilmesinin iki nedeni var. Birincisi, Alparslan Türkeş’in 1993 yılında başlattığı gizli görüşmeler tıkanınca, sivil bir girişimle “yola devam” kararı alındı. İkincisi, Ermenilerin soykırım müzesinde, “soykırımcılar” arasında Gürbüz Çapan’ın amcasının resmi de yer alıyordu. Bu nedenle “sivil girişim”in başında Çapan’ın bulunması “anlamlı” olacaktı.

“CENGİZ ÇANDAR VE ORAL ÇALIŞLAR’I MİT SEÇTİ, VERDİ”
Gürbüz Çapan, mahkemede verdiği ifadede olayı şöyle anlattı:
“Dediler ki şey yapın, yani Türkeş görüşmeleri yürütüyordu o zaman rahmetli. Görüşmeler tıkandı, yani bir sivil birisi… Ben de orada şeyimiz olduğu için… ‘sen yapar mısın bunu?’ Yani benim amcamın soykırım müzesinde -Ermenilerin soykırım müzesi var- orda resmi var, bize kıyanlar diye. Amerikalılar söylediler, olur dedik. Yanımıza Oral Çalışlar’ı, ondan sonra Cengiz Çandar’ı, Zeynep Atikan’ı, Zeynep Atikan da Londra Büyükelçimizin kızıdır, Hürriyet’in… Onları şey, o zamanki MİT Bölge Başkanı seçti verdi.
“Sonra ki MİT Başkanı, o kendi kendine gitmiş diyor falan. Yani şeyi, seremoni kendi kendimize olması gerekiyor. Yani sivil girişim. İşte yurttaşlar düşman değil falan diyeceğiz. Gittik, bizi havaalanında Cumhurbaşkanın danışmanı karşıladı. Sonra eski Cumhurbaşkanı kabul etti bizi. Devlet konuk evinde kaldık falan. Cumhurbaşkanı Türkçe biliyordu, Petrosyan…”

“BİZİM ANITKABİR’E GÖTÜRMEMİZ GİBİ!”

Gürbüz Çapan’ın Ermenistan ziyareti, 19 Ocak günü yapılan çapraz sorgusuna da konu oldu. Üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu’yla Gürbüz Çapan arasında şu konuşma geçti:
Haşıloğlu– Bir anıt ziyareti var. Bu nedir?
Çapan– Anıta da götürdüler. Yani bizim buraya gelenleri nasıl Anıtkabir’e götürüyorsak, onlar da bizi anıta götürdüler. Bir şey yok yani.
Haşıloğlu– Oradaki heyetin…
Çapan– Heyet halinde gittik evet.

“YENİ GÖRÜŞMELERDE, BİZİM GÖRÜŞMEMİZİ BAZ ALIYORLAR”
Çapan’ın Ermenistan’a gittiği dönem, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan da Tansu Çiller’di. Çapan her ikisinin de bu ziyaretten haberdar olduğunu belirtti. Çapan’ın anlattığına göre, ülkeye dönüşünde Ermenilerin taleplerini iletti; ancak Demirel “Azeriler kabul etmeden olmaz” diyerek reddetti. Gürbüz Çapan, bu bilgileri verdikten sonra, bugün yürütülen açılım süreciyle ilgili şöyle dedi: “Bu görüşme tarihi bir görüşmeydi… Şimdi yeni görüşmelerde o günkünü baz almaya çalışıyorlar.”
Çapan’ın mahkeme tutanaklarına geçen ifadeleri şöyle:

“Geri geldim, orada söyledim. Dedim böyle böyle şeyler, talepleri bu. ‘Kapıyı açarsanız ben koridoru boşaltırım, Laçin Koridoru’nu.
Yani iyi niyet… Hani biz güya elçiyiz ya! Çıktık geri geldik sonra, Tiflis’ten döndük, geri geldik. Adam onları yaptı, bizim buradan kimse hareket etmedi. Süleyman Bey dedi ki, ‘Azeriler bizim kolumuzdur, akrabamızdır. Onlar kabul etmeden’ dedi, ‘biz hiçbir şey yapamayız.’
Ama bu görüşme tarihi bir görüşmeydi. Yani not düşülmüş bir görüşmeydi. Burada tekrar not düşüyorum.
Şimdi yeni görüşmelerde, yani o günkünü baz almaya çalışıyorlar. Dikkat ederseniz, Cumhurbaşkanı da açıklama yaptı. Dedi ki, ‘Laçin Koridoru boşalırsa, boşaltılırsa elimiz rahatlar.’ Yani Karabağ sorununu görüşemiyorlar.”

“İLERİDE KONUŞURUZ, ŞİMDİ SORUN ETMEYİN”
İşte MİT, bugünkü “açılım” sürecinde “baz alınan” o ziyaret için, Cengiz Çandar ve Oral Çalışlar’ı “seçmişti.” Peki neden? Sorunun yanıtını, Çandar ve Çalışlar’ın kendi yazılarıyla verelim…

Oral Çalışlar’ın ziyaretle ilgili haberi, 2 Temmuz 1995’te Cumhuriyet gazetesinde “Erivan’dan iyi niyet mesajı” başlığıyla yayımlandı. Çalışlar, Ermenistan’ın mesajını şu satırlarla aktardı:

“İlişkilerimi sürdürmek ve geliştirmek için herhangi bir ön koşul öne sürmeyelim. İleride konuşabileceğimiz ve daha sağlıklı koşullarda ele alabileceğimiz konuları şimdiden sorun etmeyelim. Şimdiden ekonomi, turizm, spor, kültür ve buna benzer alanlarda ilişki kuralım. Bunları geliştirelim. Halklarımız birbirini tanısın.”

Cengiz Çandar da aynı tarihte Sabah gazetesinde yayımlanan köşesinde, Petrosyan’la görüşmelerinden hiç bahsetmeden Ermenistan yolculuğuna ilişkin izlenimlerini aktarmış ve yazısını “Açın sınır kapısını” diye noktalamış…

HOFMANN’IN ÖĞRENCİSİ

Oral Çalışlar, 1989’da Alman istihbarat örgütü şeflerinin denetimindeki Hamburg Enstitüsü’nden burs alarak Almanya’ya gitti. Alman gizli servisi BND’nin Türkiye-Kafkaslar şefi Tessa Hofmann ile yakın ilişki kurdu. Hofmann aynı zamanda, Çalışlar’ın Ermeni meselesindeki fikirlerinin de esin kaynağı; Çalışlar’ı Türkiye’de parlatan isim. Hofmann, “Ermeniler ve Ermenistan, Vatan ve Tehcir” (Armenier und Armenien, Heimat und Exil) adlı kitabında Atatürk’e ‘İki milyonu aşkın Ermeni ve Rum’un katili” diye saldırıyor; Ermenilerin vatanının Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon olduğunu söylüyor. Hofmann’ın devşirdiği Oral Çalışlar, bugünkü konumunu 2 Ağustos 2000 tarihli Cumhuriyet gazetesinden şöyle açıklıyor: Bu ülkede yaşamaktan, bu ülkenin yurttaşı olmaktan derin bir utanç duyuyorum…”

15 YIL SONRA ÖZÜR BİLDİRİSİ…

Çapan’ın Ermenistan ziyaretinin üstünden 15 yıl geçti. Gerek Cengiz Çandar gerekse Oral Çalışlar, bugün de “Türkiye’nin kendi tarihiyle yüzleşmesi gerektiğinden” dem vurmaya devam ediyorlar. Öyle ki 2008 yılının son günlerinde piyasaya sürülen “Ermenilerden özür diliyorum” kampanyasının da ilk imzacılarından oldular. O güne dek hiçbir imza kampanyasına destek vermediğini belirten Cengiz Çandar, özür kampanyasına “hiç düşünmeden ‘evet’ dediğini” yazılarında anlatıyor.

“TARİHİMİZDE SUÇLAR DA VAR!”
Ermeni açılımında üstlendikleri görevi, Çandar ve Çalışlar’ın kendi yazılarından okumayı sürdürelim:

“Tarihimiz, yalnızca zaferlerimizden ve uğradığımız haksızlıklardan ibaret değil. Bu coğrafyada sadece kahramanlık destanları yazılmadı. Bu coğrafyanın tarihi birçok farklı şeyi de yazıyor. Tarihimiz, içinde suçlar ve acımasızlıklar da barındırıyor. Yapılan araştırmalar, bizi bu gerçeklerle adım adım yüzleştiriyor.”
(Oral Çalışlar, Radikal, 8 Kasım 2009.)

“Yüzleşme, demokratikleşme için bir başlangıç adımıdır. Gerçeklerle ‘ama’sız yüzleşeceğiz… İnsani çıkarlarımız bunu gerektiriyor.”
(Oral Çalışlar, Radikal, 19 Aralık 2008.)

“Kendi tarihiyle dürüst ve serinkanlı biçimde yüzleşmeyen hiçbir ulusun, hiçbir toplumun sağlıklı bir yaşam ve gelecek inşa etmesinin şansı yoktur. … Kimisi bu konunun gündeme getirilmesine bile tahammül etmek istemiyor. Kimisi bir ‘Ermeni soykırımı’ olduğunu reddediyor. Zaten bizde ‘soykırım’ sözcüğü, önüne ‘sözde’ sıfatı gelmeden kullanıma girmiyor.”
(Cengiz Çandar, Radikal, 6 Aralık 2008.)

Görüşmeleri 1993’te Alparslan Türkeş başlattı

Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan’la ilk görüşme, 13 Mart 1993 tarihinde ‘gizlice’ Paris’te yapıldı. Petrosyan’la görüşen Türk yetkili, MHP lideri Alparslan Türkeş’ti. Türkeş-Patrosyan buluşmasını organize eden Ermeni Taşnak Partisi Fransa Temsilcisi Samson Özararat, gizli toplantıları Can Dündar’a anlattı. Dündar, Özararat’ın verdiği bilgileri, Milliyet gazetesindeki köşesinde yayımladı. 25 Nisan 2005’te başlayan yazı dizisi üç gün sürdü. Ermenistan’la görüşmeler için Türkeş’in seçilmesindeki amaç, “Milliyetçiler ne der?” kaygısını bertaraf etmekti. Süreç şöyle ilerledi:

“1915 OLAYLARI KAZA, BİZİMKİLER DE KABAHATLİ”
1993 yılında Rus yardımı kesilince, Ermenistan kış ortasında buğdaysız kaldı. Özararat o dönem Fransa’da, Avrupa’dan Ermenistan’a giden insani yardımları organize eden bir derneğin başkanıydı. Özararat’ın girişimiyle Türkiye, Ermenistan’a 41 bin ton buğday gönderdi. Ancak iktidar “milliyetçilerin” tepkisinden çekiniyordu. Bunun üzerine Özararat, Alparslan Türkeş’le Ankara’da buluştu. Türkeş, görüşmede şöyle dedi: “1915, 600 yıllık ilişkinin bir kazasıdır. Olaylarda yabancı devletlerin çok dahli vardır. Bizimkilerin de kabahatleri var, ama şimdi yapılması gereken, bu kazayı telafi etmektir.” Bunun üzerine Özararat, “Bunları Ermenistan Cumhurbaşkanı’na da söyler misiniz?” diye sordu. Türkeş kabul etti.

SOYKIRIM ANITINA ÇELENK!
Türkeş ve Petrosyan 13 Mart 1993 tarihinde Paris’te Concorde Meydanı’ndaki Crillon Oteli’nde buluştular. Toplantıya Türkeş’le birlikte Büyükelçi Tanşuğ Bleda, Elçilik Müsteşarı Menter Şahinler ve Tuğrul Türkeş katıldı. Ermenistan tarafında ise, Dışişleri Bakanı Vahan Papazyan ve Dışişleri danışmanı, tarihçi Gerard Libaridian vardı. Toplantı 2,5 saat sürdü. Buluşmayı sağlayan Samson Özararat, şöyle söylüyor:

“Paris dönüşü Türkeş’le birkaç kez yeniden buluşup neler yapılabileceğini konuştuk. Kesin bir plan yapmadık. Bu, bir tür beyin fırtınasıydı. Değişik seçenekleri konuştuk aramızda…hatta bir ara Türkeş’in Erivan’daki soykırım anıtına çelenk koymasını bile tartıştık. Türk-Ermenistan sınırına 1915’te ölenlerin anısına müşterek bir anıt dikilmesi de konuşuldu. Anıtın Ermenistan’a bakan yüzünde Türkçe, Türkiye’ye bakan yüzünde ise Ermenice ‘Verdiğimiz acılardan dolayı üzgünüz’ yazacaktı.”

KONU SÖZDE SOYKIRIMA GELİNCE…

Gizli görüşmeler bununla sınırla kalmadı. Alparslan Türkeş, 1994 yılı Nisan ayında Frankfurt’taki Türkiye Konsolosluğu’nda Ermenistan’ın Londra Büyükelçisi Armen Sarkisyan’la görüştü. Samsun Özararat’ın anlatımına göre, söz “soykırım” konusuna gelince Türkeş, “geçmişle ilgili üzüntü duyduğunu” dile getirdi. Sarkisyan ise şu yanıtı verdi: “Samson söylediğinde kulaklarıma inanamamıştım.”

ÖZARARAT: BAHÇELİ’Yİ DE BULUŞTURABİLİRİM
Türkeş-Petrosyan arasındaki gizli buluşmaları organize eden Samson Özararat, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle Ermenistan arasında da görüşmeler sağlayabileceğini söyledi. Özararat’ın açıklamaları 16 Ekim 2009 günlü gazetelerde haber oldu. Özararat şöyle dedi: “Eğer ortam oluşursa, Bahçeli gibi değerli bir siyasetçiyi Ermenistan’da kendisi ile denk bir isimle görüştürebilirim. Türkiye ile Ermenistan arasında bilgisizlikten doğan yanlış anlaşılmalar son bulunca protokol maddeleri daha hızlı şekilde yaşama geçecek.”

Berktay’dan Ermenilere: Sabredin, AKP çözecek!

“Türkler Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’yu yeniden işgal ettiler” söylemiyle tanınan ve sözde soykırımın Türkiye’deki en azılı savunucularından olan Halil Berktay, 6-8 Ekim 2005 tarihlerinde, Erivan’da düzenlenen NATO-PA toplantısına konuşmacı olarak katıldı. Berktay, konuşmasında Ermenistan’a “sabredin” mesajı vererek, AKP hükümetinin ‘soykırımı’ kabul etmek için arayış içerisinde olduğunu söyledi. Berktay’ın konuşması şöyleydi:

“Soykırımı reddeden Türk milliyetçiliğinin içerisine düştüğü çukurdan bir çıkış yolu bulunması için, AKP hükümeti ve parti liderliğinin arayış içerisinde olduğuna yönelik açık göstergeler bulunuyor.”

Berktay konuşmasında, “çok üst düzey bir Türk diplomatının, 17 Aralık 2004 öncesi Brüksel’de üç gün devam eden yoğun görüşmeler sırasında, AB’deki muhatabına ‘Soykırımı anında, derhal kabul etmemizi istiyorsunuz. Fakat on yıllar boyunca reddettikten sonra bunu nasıl yapabiliriz?’ dediğini” aktardı.

Berktay konuşmasını, Türkiye’nin “dürüst düşünebilmesini” sağlamak için Ermenistan’dan yardım talep eden sözleri ile bitirmişti.

Ulusal Kanal

Aydınlık 1182

Yorum yapın yada içinizi dökün rahatlayın...