Hakkında

gizlibelge.wordpress.com bir haber blogudur,  yaygın basında pek yer almayan doğru haberlerin yayınlandığı blogumuzda özel haber yapılmamakta, yararlanılan kaynaklar belirtilmektedir. Blogumuz ticari kaygılar gütmez, reklam yayınlamaz.  Haberlere yapılan yorumlardan yorumcular sorumludur.

Cesaretimizi düşmana ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin’den

İnancımızı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ten alıyoruz


 

 

 

 

 


5 Responses to Hakkında

  1. TONETURK says:

    Merhaba sitenizdeki yazıları kaynak göstererek kendi adresimde yayınlamak istiyorum, bunun için izin varmı ?

    • gizlibelge says:

      Merhaba, haberler ulusal basında çıkan haberlerdir. Ben de kaynak vererek bu sitede yayınlıyorum, siz de istediğiniz haberi kaynak göstererek yayınlayabilirsiniz

  2. Celal Çetin says:

    “Daha iyisi bulunana kadar demokrasi insana en uygun yönetim biçimidir.” Siyasetbilimciler en basit biçimde demokrasiyi böyle tanımlar.

    Demokrasinin dayandığı en temel prensip, kuvvetler ayrılığıdır. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden bağımsız, ama birbirini kontrol ederek bütünlüğü oluşturur. Bu kuvvetler ayrılığı “temsilde adalet, yönetimde istikrar” olarak tanımlanır. Toplumun hemen her kesiminin parlamentoda temsil edilmesiyle adalet ve istikrar sağlanabilir ancak.

    Ancak bazen bir partinin tek başına iktidara gelmesi ile en temel prensip kaybolur, ne temsilde adalet ne de yönetimde istikrar kalır. Yasama ve yürütme o partinin eline geçer. İşte böyle durumlarda o iktidarı rayında tutabilecek tek kuvvet olarak yargı kalır.

    Bu parti eğer demokrasiyi amaç değil de araç olarak kullanacağını açık açık itiraf etmişse, yılların birikimi kin, nefret, intikam duygusu, cehalet, kültürsüzlük, “her konuda” açlık iktidar gücü ile birleşmişse ülkeye tek başına hakim olabilmek için “her yolu mübah” sayar. O partinin gittiği yolun tek bir adı vardır: Diktatörlük…

    O partinin ilk yapması gereken, gerektiğinde kendisine “hayır” diyebilecek yargıyı ele geçirmek olacaktır.

    O parti aslında diktatörlüğe gittiğini herkesin bildiğinin farkındadır.

    O parti aslında diktatörlüğün demokrasiyi yok ettiğinin farkındadır.

    O parti aslında diktatörlüklerin ulusal devletlere yıkım getirirken uluslararası sermayeye ve güç odaklarına hizmet ettiğinin de farkındadır. Örneğin BOP çerçevesinde 26 ülke ile birlikte Türkiye’nin de sınırlarının değişmesi için diktatörlere ihtiyaç vardır. Kimi ülkelerde askeri diktatörler, kimi ülkelerde sözde demokratik yollarla yönetime gelmiş sivil diktatörler. Tek fark, birinde toplum silah zoruyla teslim alınırken diğerinde dinin istismar edilmesiyle, açlıkla, sadaka kültürüyle, beyinlerin yıkanmasıyla teslim alınır.

    Ve o parti aslında diktatörlüğün darbe olduğunun, darbelerin suç teşkil ettiğinin, dikta sistemlerinin yıkılması durumunda diktatörlerin ve şakşakçılarının başına neler geldiğinin de çok iyi farkındadır.

    Kendi “başlarını” kurtarmak için yargıyı tamamen partilerinin bir yan kuruluşu haline getirmek zorundadır. Yerel yargının bir kısmı cemaatler eliyle büyük ölçüde kontrol edilmektedir. Ama hala bir kısım yüksek yargı mensupları “gavurluk” yapmaktadır. O zaman yüksek yargıya da kendi adamlarını seçmekten başka çare yoktur. Bu nasıl yapılabilir? “Yasaların anasını değiştirerek…”

    Yasaların anasını değiştirdiğiniz andan itibaren o partiye kimse “hayır” diyemez. Demokrasinin başına “etnik” ve dinsel” ibaresini getirebilirler. Başkent kağıt üzerinde o ülke içinde görünse de fiili olarak yönetim emperyalist devletlerin başkentlerine geçebilir.

    O toplumun yarıdan fazlasının o partiye oy vermemesi, yarıya yakın vatandaşın siyasi tercihlerinin parlamentoya yansımaması o parti için sorun teşkil etmez. Bilakis dikta yönetimi için bu adaletsiz sistemin sürmesi gerekmektedir.

    Evet, diktatörler güçlerinin daim olacağına inanmıştır. Ama tarihin mezarlığı Firavunlar ve Firavunlar’a özenenlerle doludur. Olan halka olmuştur. Özgürlükleri elden gidince sığınacakları bir güç aramışlar, ama bulamamışlardır. Alkışladıkları diktatörler hepsini yok etmiştir çünkü…

  3. Site çok yönlü başarılı bir çalışma olmuş. Hazırlayanlara teşekkür ediyor, kolaylıklar ve faydalı paylaşımlar diliyorum.

    Sevgiler
    Ayşegül Karayel

  4. Ayse says:

    Selamlar,

    Çok aydınlatıcı biilgilerde dolu bir blog olmuş. Sayenizde gerçekleri öğreniyoruz.

    Muazzez İlmiye Çığ – Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni (e-kitap) ‘ı indiremedim, sanırım silinmiş. Bana bu konuda yardım eder misiniz?

    Teşekkürler

Yorum yapın yada içinizi dökün rahatlayın...